A. Hiç ve biçare olduğumuzu…
Oturup ağlasam mı, kalkıp gülsem mi bilemiyorum. Ha karınca ha ben, ha biz…
B. Her bilginin gelip geçici olduğunu….
Dün yapılan keşif bugün yapılan yeni keşifle yerle bir oluyor. Bu neyi gösteriyor. Pek de bir şey bilmediğimizi ve her daim de öyle kalacağımızı.
C. Hiç büyüyemediğimizi…
Koca cüsseli adamların saçma sapan işler yaptığını görünce hep küçük kaldığımızı, ne sıfatlarımız olursa olsun “büyümenin” boy atmak değil başka bir şey olduğunu.
Ç. Yaşlandıkça ölüme uzaklaşıldığını…
Vakit daraldıkça insanların daha talepkar olduğunu. Kiminin tamamen küstüğünü, kiminiz de tozuttuğunu. Olgunların sayıca az olduğunu.
D. Sözde değil ama yürekte çoğumuzun cesaretten yoksun olduğunu
Dünya nüfusunun %95 i bence hayallerini gerçekleştiremeden göçüp gidiyor. Kimisi sevemeden, kimisi gidemeden, kimisi bırakamadan, kimisi de ne istediğini bilemeden.
Şıklar arasına Ç yi de ekledim. Çok için lazım. O olmasa çok sevdiğimizi nasıl söylicez sevdiklerimize? Hem çok isteyip ve çok cesaret için de lazım…