
Çok aşikar ki bir sürü nedeni var. Çekirdekten yetişmiş, yaşın da biraz ilerlemiştir ve artık fark etmişsindir ki bilmiyorum demek anlamsız. O iş bir şekilde yapılacak. Zor dönem geçiriyorsundur ve bilmiyorum demenin işini kaybetmene neden olacağı düşünüyorsundur. Borçların vardır, yeni evlenmişsindir, yeni mezun olmuşsundur, o işi zaten zor bulmuşsundur yada zaten bilmiyorum demenin güçsüzlük sayılan bir aile ve toplumda yetişmişsindir. Hayal et bir gözünde. “Ne demek bilmiyorum, ne demekmiş o? Biz öyle miydik? Herşeyi yapar, herşeyi bilirdik”. Maarifet! Herşeyi bildiniz de ne oldu? Hep şikayet, hep şikayet:)
Tabii bütün bunların iş hayatına yansıması da çok ilginç olabiliyor. Bilmediği halde biliyormuş gibi yapanlar, her şeyi bilenler, hiçbir şeyi bilmeyenler, bilmeye hevesliler, bilmekten korkanlar….
Neden bilmekten korkar insan? Çok nedeni olabilir ama iş hayatında hiçbir şeyi bilmeyenler o kadar çoktur ki, bildiğini bildikleri andan itibaren sorumlu yaparlar seni. Ondan sonrası zaten vay haline:) Var bu kültürü yaşatan şirketler. Yani vizyonumuz ve misyonumuz gerçeklerle uyumlu olmuyor çoğu zaman.
Ya her şeyi bilenlere ne demeli? Alt kademe çalışır ama sunumu o her şeyi bilen yaptığı için alkışı o alır. Her şeyi bildiği için bu bir ekip çalışmasıydı da diyemez. Ben de ben diye dolaşır ortalıkta. Al sana bir vizyon uyuşmazlığı daha:)
Halbuki bilmek de bilmemek de gelişmenin dinamikleridir. Hem kişisel hem kurumsal anlamda. Bir sürü bilinmeyenimiz olmasaydı neyi ne kadar bilebilirdik? Mevzu bilmiyorum deyip bilmiyor olarak kalmak değil. Asıl mevzu bilmiyor olmayı kabul edip, nasıl bilebilirim diye sormak. Ben bilmiyorum ama yazıyorum. Bilmek için yazıyorum….Aaamin!!!